Kaynağını kurandan, peygamberimizin ve dört halifenin özellikle de hz. ömer'in uygulamarından alır.

Tamamen kurana dayanmadığı için de uygulamada farklılıklar arz eder. Mesela kuranı kerime göre nitelikli hırsızlığın cezası el kesme iken hz ömer kıtlık zamanı işlenen nitelikli hırsızlık suçuna el kesme cezası uygulamamıştır.

Mesela kuranı kerimde çok eşlilik meselesi gayet net bir şekilde açıklanmıştır. Çok evlilik yapmak isteyen erkeğin mal varlığı hesaplanır ve iki kadının maddi yükünü kaldırır mı kaldırmaz mı tespit edilir. Şayet mali durumu yetersiz ise evlenemez, eğer yeterli ise ilk karısından müsaade alması gerekir.

Kuran gayet net ama insanlar suyu bulandırıyor. Aynı kuranda kadının eşine itaat etmesi gerektiği yazıyor. Eski zamanlarda fatımiler günümüzde iran gibi ülkelerde kadınlar 2. evlilik isteyen eşine kanunen izin vermek zorunda. Sebebi ise eşine itaat. Ama şeriatla yönetilen başka ülkelerde durum değişebiliyor yani kadın inisiyatif alabiliyor.

1000 yıldır şeriatla yönetildiğimizi iddia eden namı diğer çomarlar, bu 1000 senede sadece evlenme boşanma miras hukuku gibi konularda şeriata başvurduğumuzu biliyor mu?

Sadece osmanlı değil, bütün Türk islam devletlerinde ceza hukuku Türk töresine göre düzenlenmiştir. Hani şeriat gelse suç oranları düşecek diyenlere duyrulur.

1000 yıllık Türk islam tarihinde recm ile idam edilen sadece 1 kadın var.

Yanlış duymadınız sadece 1 kadın recm ile idam edildi. Osmanlıda, Selçukluda, ilhanlılarda, Akşitlerde ve aklınıza gelen her Türk islam devletinde uygulanan şeriat maddi konulardan öteye gitmez, gidemezdi...

Evlenme, boşanma, miras, borç, mehir miktarı, iddet dönemi gibi günümüzün medeni hukuku konuları işlenirdi.

Türk islam tarihinde suç ceza hukuku hiç bir zaman islam hukukuna göre belirlenmemiştir. Basit bir örnek vereyim, bir istisna dışında zina eden hiç bir kadına şeriatla hükmedilmemiştir.

Şeriatı inkar etmiyorum ama 21.yy'da bu tartışmaların dönmesi bile aptalca. Suç oranlarını düşürmek istiyorsanız illa şeriat gelecek diye bir şey yok.

Ceza hukukunda dikkat edilmesi gereken 3 nokta vardır, ilk olarak ceza amacın kendisi olarak görülür, yani cezanın tek amacı suçluya yaptığının bedelini ödetmektir.

ikinci olarak da cezanın kişisel sonuçları incelenir. Bu cezayı çeken bir şahıs aynı suçu tekrar işler mi işlemez mi diye bakılır.

Ve son olarak cezanın toplumsal boyutu incelenir, verilen ceza toplumda o suçu işleyecek potansiyel suçlulara ibret olur mu olmaz mı diye...

Siz önce mevcut hukukunuzu bu temele göre ayarlayın, tecavüzcüye tahrik var diye indirim vermeyin, Türk töresinde evli kadına taarruzun cezası idamdır. Evli olmayan kadına yapılan saldırıda ise ancak mağdur kadının isteği ile idamdan vazgeçilebilirdi.

Günümüzde ise mini etek giydi tahrik var diye indirim, yok efendim çığlık aritmadı rızası vardı diye indirim bilmem ne.

Çok uzattım lafı beyler, anlayan anlamıştır artık