-
1.
+1 -2panpalar, şeytanı öldürdüm isimli hikayemi paylaşıyorum buradan. anlattıklarımı tamamen hayal ürünü olarak kabul edebilirsiniz. bu çok uzun bir hikaye olmayacak ve belli bir noktada bitirecem.
-
2.
+1 -1Umarım çarpılırsin kardeş
-
3.
+1 -2Yağmurda ıslanmaması için avucumun içerisinde tuttuğum sigaradan bi fırt daha aldım. Şemsiye taşımayı sevmem. Gökten inen o küçük damlalar, bedenimi ıslatmalı. Bedenim de aynı toprak gibi bu enerjiye kayıtsız kalmamalı.
-
4.
+1 -2Her sabah servis beklediğim caddeye doğru yürüyordum. Her zamanki gibi aynı yüzler, aynı zaman anında oradalar. Bir Çingene kadın, iki işçi adam, bir öğretmen kız. Adamlar yağmurdan korunmak için yol kenarındaki bankamatiğin altına sığınmışlardı. Öğretmen kız, kapşonunu kafasına geçirmiş beni izliyordu. Her zamanki gibi Çingene kadın, yağmurdan korunmam için şemsiyesinin altına girmemi teklif ediyordu. Ben ise daha uyanmadım.
-
5.
+1 -2Uyku ile uyanıklık arasındaki bir haldeydim. Servis aracının camından insanlara bakıyordum. Bazen nerede olduğumu unuturum. Hangi şehirdeyim, hangi zaman dilimindeyim. Hafızam bana kötü şakalar yapıyor. O yüzden kimse ile ismen tanışmıyordum. Çünkü biliyordum ki kısa bir an sonra, tanıştığım kişinin ismini hatırlamayacaktım. Aylardır aynı iş yerinde çalışıyor olmama rağmen, insanlarla iletişim kurduğum zamanlarda bile ismimi söylemezdim. Bir hayalet gibi davranmayı ve insanların benim farkında olmamalarını isterdim.
-
6.
+1 -1he tak
-
7.
+1 -2Bunu başarabildiğim söylenemez. Durakta bekleyen alelade bir insan bile, tuhaf bir enerjinin etkisi altına girerek, bana karşı bir şeyler hissedebiliyordu.
insanlarda dikkatimi çeken ilk şey gözler ve eller oluyordu. Gözler, insanın iç aynasıdır. Ruhunu görebiliyordum. Eller ise değiştirici ve dönüştürücü etkiye sahiptir. Neler yaptığını ve neler yapabileceğini görebiliyordum.
Bu berbat şehirde, kendimden ve her şeyden uzakta yaşıyordum. insanların arasındaydım. Onlarla beraber yürüyordum ama onlardan biri değildim. -
8.
-1reserved yatırım olsun
-
9.
-1ben rüyamda sağlam pataklamıştım şeytanı sana nasip oldu demek son darbe
-
10.
+1 -2Sürgülü cam bahçe kapısının içinden geçerek bahçeye doğru yöneldim.
Tüm şehri ve sahili görebilecek bir yükseklikteki, villadan çok bir şatoyu andıran bu yapı nedir? Kime aittir bilmiyordum.
Yeşilliklerin ve maviliklerin içerisinde güzel bir manzaraya bakıyordum.
Sonra kendimi şehrin genişçe bir caddesine attım.
Islık sesleri duymaya başladım. Biri beni fark etmiş olmalı.
Mağarama geri döndüm.
Yabani domuz, oradan oraya atlıyordu. Sen ise gülüp dalga geçiyordun.
Onu çenesinden kavrayıp, ağzını ikiye ayırarak parçaladım.
Enerji etrafa dağılırken sen hala gülüyordun.
Bedenimi uyandırıp, yatağımdan kalktığımda, yabani domuzu öldürmüş olduğum yerde bir böcek ölüsü vardı.
Artık gülme seslerin bana ulaşmıyordu.
Muhtemelen hala gülüyordun. -
11.
+1 -1Mağara olarak tabir ettiğim dairemden çıkıp, şehirdeki kalabalıkların arasına karışıyordum.
Dehşet verici bir cehennemin alevleri arasında çırpınan ruhlardan başkası yok burada.
Tiyatro için bir bilet alıp, oyunun başlama saatini beklemek için bahçeye çıktım ve bir bank üzerinde müzik dinleyip, kitap okuyarak zihnimi dinlendiriyordum.
Geniş alanın en köşe noktasında bulunan iki banktan birindeydim.
Yanımdaki boş bank, gelenler için hazır tutuluyordu.
iki genç kız, üniversite öğrencisi, aynı evi paylaşıyorlar, erkek arkadaşları yok, bana iş atmak için gelip banka oturacaklardı.
Geldiler, banka oturdular.
Kulaklıkları kulağımdan çıkarmadım. Böylece bir iletişim fırsatı vermedim onlara.
Bir zaman sonra buzlu bir kahve içmek için yanlarından ayrıldım.
Oyunun başlama saati yaklaştığında salondaki yerime geçmiş oturuyordum.
Sol tarafımdaki iki koltuk boştu ve kızlar bu boş iki koltuğun hemen yanındaki koltuklarda oturuyorlardı.
Ara verildiğinde sigara içmek için dışarı çıkmış ve geri dönmüştüm.
Kızlar ise boş olan iki koltuğa geçmişlerdi.
Oyun bittiğinde eve doğru yürümeye başladım.
Kulaklıkları kulağımdan çıkarmadım.
Kızlar da benimle aynı güzergahtan evlerine gidiyorlardı.
Hayatta tesadüflere inanmam.
Yol ayrımına geldik ve yoluma devam ettim.
Onlar ise son bir bakış atıp, evlerine gittiler. -
12.
+1 -2Bedensel arzu ve isteklerime takılıp kalamazdım.
Biliyorum ki benim mücadelemi etkisiz kılmak için ellerinden geleni yapacaklardır.
Her zayıf insan, potansiyel bir robottur. ice age began.
Uzaktan kumanda edilip, arzu ve istekleri, düşünceleri ve eylemleri yönlendirilebilir.
Özgürleşmemiş bir ruh, diğerleri için tehlikedir. -
13.
-2Mağaramdayken, kara bir karganın geldiğini gördüm.
Hemen apartmanın bahçe duvarının yanındaki ağaca doğru yöneldi.
Çalışma masamda oturuyordum ve kafamı çevirip kara karganın geldiği yöne baktım.
Pencereye doğru yöneldim. Karga, perdeyi açıp dışarı bakıyorken, uçup gitti.
Bu kadar korkak olmanıza gerek yok. Aracıları kullanmayın, kendiniz gelin.
Gizlendiğiniz delikten biraz dışarı çıkın. -
14.
-2Kendilerine katılmam için her şeyi vereceklerdi.
Konum, para, lüks bir hayat vs. teklifleri hala geçerli.
Bilmiyorlar ki istesem hepsini elde edebilir, onlara gerek kalmadan.
istesem en zenginlerden biri olabilirim. Sizlerde bana katılmak ve itaat etmek zorunda kalırdınız.
Benim isteğim bu değil.
Özgürlüğünü elinden aldığınız her birey için biriniz…
kısasa kısas istiyorum. -
15.
-2Benim burada ne işim var diyordum.
Neresi burası?
Uzayda, atmosferi olmayan bir gezegendeydim.
Benim gibi, yeni olan birileri daha vardı.
Bu şaşkın durumda iken, kimse birbirini fark etmiyor, birbirinin suratına bakmayı akıl edemiyordu.
Belki de izin verilmiyordu.
Gezegenin nasıl bir özelliği olabilirdi?
Ne tür bir enerji özelliği kazandırıyor olabilirdi? - 16.
-
17.
-2Gündelik hayatımı, sıradan insanlar gibi yaşamaya çalışıyordum.
Sıradan biri ne yapar nerelere takılırsa, hangi konularda konuşursa, bunları yapmak durumundaydım.
Maç muhabbetleri, karı kız muhabbetleri, kızlarla ve iş çevresiyle gündelik saçma muhabbetler, okey oynamak veya içmek için randevulaşmalar vb.
bunları yapmak benim için tarifi mümkün olmayan bir işkence.
Buna rağmen dünyadan tamamıyla kopmamak adına bana zarar vermeyecek dozajda uyguluyordum. -
18.
-2Bilinçsel özgürlüğümü kazandığım günü hatırlıyorum da, o iki şeytanı boyunlarından tutup, kafalarını bedenlerinden ayırmıştım.
Öyle büyük bir rahatlama ki şuna benziyordu.
Sanki yüzyıllar boyunca güneş hiç doğmamış ve karanlıkta yaşamışsın ardından güneş doğmuş ve gerçeği örten perdeler yok olmuş.
Sen bir zindana kapatılmışsın ve yıllar sonra özgürlüğe kavuşmuşsun.
Günlerce susuz kalmışsın sonrasında kendini soğuk bir akarsuyun içerisine atmışsın.
Şeytanları yakalayıp köşeye kıstıranlar vardı, onların gelmesini tanrı’dan istemek gerekiyordu ve bu da kolay bir yol değildi.
Geldiklerinde ise şeytanların kaçacak bir durumları olmuyordu.
O iki büyük görevli metafizik varlığın aracılığıyla bilincimi esaretten kurtardım.
Bunu sağlayan tanrı’ydı. -
19.
-2Yıllar önce gece yarıları, hep aynı saatte yemek kokuları alırdım.
Çoğu zaman sinirlenir ve küfrederdim.
Gecenin o saatinde uykumu bölerdiniz.
Sabahları beni uyandırmana da kıl olmuyor değilim hani.
yine de iyi bir güvenlik alarmısın.
Sakın kızma bu dediğime ki biliyorum kızmazsın.
to be continued.. -
20.
0Önümüzde yürüyeni takip ediyorduk.
O ise elindeki bir haritaya bakıyordu.
Düz yeşillik bir alandı burası.
Bu yeşilliğin ortası biraz farklıydı.
Yer altındaki madenlerin etkisi ile bir elektromanyetik alan oluşmuş ve her tarafı kaplamıştı.
Bu alanın içerisine doğru yürüdük.
Manyetik uğuldama ve ışıma altında iken koluma baktım.
Normal bedenin tüylerinin diken diken olması gibi, takyon bedenimden ışık huzmeleri çıkıyordu.
Burası neresi? Aklımı kurcalayan bu tür sorulara kolay kolay cevap alamayacağımı biliyordum.
Zaten bilmek de gerekmiyordu.
Bu yerler sır olarak kalmalı ise öyle kalacaktır.