bazen uğrayıp kafama esen şeyleri yazıcam

Az önce farkettim:

Komünizm, kapitalizm ile dindarlık arasındaki çok orta ve kararsız bir noktada kendisini inşaa etmesi sebebiyle bocalamakta olan bir ideoloji. Hem maddi gerçekliği ve maddenin kıymetini temel referans alıp kapitalizmin kum havuzunda, onun oyununa kafa tutacaksın hem de bunu din gibi bencilliğin bir kenara bırakıldığı ve zenginlikten vaz geçilip tamamen öte gerçeklik olan bir ütopya (cennet) kurgusunu gerçekleştirme idealiyle ama sekülerizmi de ön koşul sayarak yapacaksın.

Neticede seküler olduğun için inananları, bireyselliği ve oportünizmi sönümlendirme çabasından dolayı da liberalleri ikna edemeyeceksin.

Bu iki grup ise, her fırsatta (neo-con ya da liberal muhafazakar -artık bu da nasıl bir oksimoronsa... ) en olmadık şekilde kamplaşıp sürekli senin sırtına binecekler.

Devrim dediğin şey de bu adamların ya fazla materyalist ya da fazla idealist diye kendi aralarında itip kaktığı iki heceden ibaret olacak.

Sonra hepimiz bekleyeceğiz, bir başka çağın bir başka insanlığını...