1. 1.
    +19 -4
    yaptım..

    hepimizin aslında sadece isim olarak tanıdığı, hakkında pek fazla bilgimiz olmayan bir kardeş serkan. asıl adı serkan tokyemez. 21 yaşında. en büyük özelliği aynı akşamda hem kızlarla buluşup hem de halı saha maçı yapmak. tahmin ettiğimiz gibi maçı her zaman yapamıyor. çünkü yoğun bir hayat temposu içinde. kendisini orta halli bir cafede garsonluk yaparken tanıdık. röportaj yapmak istedik. seve seve kabul etti..

    serkan kardeş-s. inci-i.

    i.selamın aleyküm serkan nasılsın kardeş?

    s.abi siz bari yapmayın allah aşkına. dıbına kodum adamı sülük gibi yapıştı zaten. 2 kere numaramı değiştirdim, nasıl yapıyor nasıl ediyorsa tekrar numaramı buluyor.

    ben nasıl maçı her zaman yapıcam dıbına kodumunun dünyasında

    i.e açma telefonlarını. ya da gelmicem de?

    s.o kadar kolay değil işte. bilmiyorum bir güç hayır dememi engelliyor. ama evette diyemiyorum. kızlarla buluşucam diyorum, onlarda gelsin diyo..ya maç var diyorum, maçı sonra da yaparsın diyo.yahu kardeşim ben bu halı sahanın parasını peşin vermişim.kapora var içerde.her hafta aynı gün aynı saatte.bunların muhabbetiyle aynı saate denk geliyo.e sen her hafta arar, her hafta gel dersen ben nasıl maçı her zaman yapıcam dıbına kodumunun dünyasında?

    “ pas atsanıza dıbına kodıum mübarekleri ”

    i.nerden bulaştınız peki bu cemaate?

    s.şakirt ağabeyle aslında bizim tanışmamız 2009 yılının sonuna denk geliyor.halı saha turnuvaları vardı ve bizde cafe olarak o turnuvaya katılmıştık.şakirt abide o zaman bimde çalışıyordu. yarı final maçında denk geldik. bu adam daha çok ilerde duruyordu ve geriye hiç dönmüyordu. takım içindeki arkadaşlarıyla falan çok ağız dalaşına giriyordu. hani maçlarda hiç bi tak yiyemeyipte her gibe bağıran hep pas isteyen adamlardan. “pas atsanıza dıbına kodıum mübarekleri!” falan diye bağırarak takımın moralini bozuyordu. bu sırada bizde farkı açıyorduk yavaş yavaş. en sonunda kendi takım arkadaşları tarafından tepki görmeye başlıyordu ve “sen de bas o zaman mübarek biraz, maşallah sadece bağırıp çağıyorsun, az pres yap inşallah” tepkileri alıyordu. oldukça gerilmişti ve “tamam o zaman dıbına koyayım, tamam basıcam gibtimin adamları tamam basıcam yaraklar her şey bana bağlı ya dıbına kodum maçında tamam basıcam dıbına koyayım” demeye başladı. takım arkadaşları “töbe töbe” derken top bendeydi. bu yavşakta geldi artistlik yapıcam diye yerden kayarak “ya allah” diye tsubasa misali topu ayağımdan almaya çalıştı fakat kaval kemiğime tekmeyi geçirmiş oldu. yarım saat acılar içinde yerde kıvrandım. “mübarek kal kal. iyisin sen iyi hadi bişeyin yok. kalk kalk iyisin iyisi.” falan diyerek beni iyi olduğuma inandırmaya çalışıyordu. “abi şaka mısın sen” dediğim zaman “tabiiii canım” diyip sırıtmıştı.(hırsından gözünden birkaç damla yaş süzülmeye başladı) sonra bunların kalecisi vardı bayram abi. çok feyzli bir ağabeymizdi, en sevdiği kaleci de eski beşiktaşlı kaleci fevziymiş. onun forması vardı hatta bayram ağabeynin üzerinde. o da geldi yanıma. “bismillahirrahmanirahim şakirt, ne yaptın sen kardeşe allah aşkına?” dedi.

    hemen koştular arabanın torpido gözünden hazır pilav getirdiler

    i.peki sonra?

    s.(zor tuttuğu göz yaşlarını artık dizginleyemeyip ağlamaya başlıyor)şakirtte “abi yanlışlıkla oldu valla ya” falan filan dedi. birden tribündeki bim taraftarına bağırdı bayram abi “çabuk pilav getiriiiiiiin!!” diye. hemen koştular arabanın torpido gözünden hazır pilav getirdiler. bayram abi aldı onu benim kaval kemiğime sürdü. “ya şimdi nasılsın mübarek?” dedi. gerçekten çok iyi gelmişti pilav bacağıma. “iyiyim abi sağol” dedim. “hadi o zaman devam edelim” dedi. devam ettik ama şakirt durmuyordu yerinde. “pas atın dıbına kodum mübarekleri, ulan şeytan gibi oynuyorsunuz!!” dedikçe takımının moralini bozuyordu. neticede maçı kaybettiler.ha eğer merak ettiyseniz turnuvayı da kazandık.

    “nihat hatipoğlu konferansa geliyormuş mübarek gidek mi napak”

    i.merak etmiyoruz. peki bu sohbetlere gitmeye nasıl başladınız?

    s.ya abi maçtan sonra şakirt abi telefonumu aldı benim. sana kendimi affettiricem dedi. tamam abi dedim al numram bu. hattın ne dedi “turkcell” dedim. “yapma mübarek yahu geçsene aveaya “ dedi. meğerse muallaknin hattı aveaymış. “neden?” dedim. “daha hesaplı olurdu” dedi. o zaman kıllandım. ulan dedim kendi kendime (tekrar ağlamaya başlıyor) bu adam seni 1-2 kere arar aramaz napıon ne ediyon diye. onun için operatörün hesabını mı yapar. meğerse işin aslı çok farklıymış. bunun hiç dostu arkadaşı yokmuş ve beni en iyi arkadaşı yapmaya karar vermiş. bir gün arıyor “kardeşim sami yusuf konseri varmış, elimde fazladan bir bilet var gelmek ister misin?” diyordu, başka bir gün arıyor “nihat hatipoğlu konferansa geliyormuş mübarek, gidek mi napak?” diyordu.

    kedi canını yesin senin

    i.insanlara hayır diyemiyorsunuz sanırım?

    s.aslında diyebiliyordum. fakat bir gün beni evine davet etti. çok isteksiz gittim o kadar ısrarın üzerine. pilav yapmış. yedim. artık pilavın içine ne koyduysa dıbına kodum herifi müthiş bir sempati beslemeye başladım. “gel” dedi. oturma odasına çağırdı. yan odada sabiler kuran kursu görüyordu. “film izleyelim mi?” dedi. olur dedim. çağrı filmini izledik o gece hemde 2 kere arka arkaya. hayır diyememe başladım abi adama o pilavdan sonra. adam ne derse desin, o büyülü pilav adama bağlamıştı beni. sonra internette araştırdım ben bunu. çivi çiviyi söker misali bunun panzehirini aradım. http://www.kedicanınıyesinsenin.com sitesinde vardı çözümü. çözümü vardı dediğimde, x y hoca efendimizin numarası vardı. arayıp konuştum. anlattım durumu böyle böyle diye. o da bana bir iki sır verdi. kurtuldum o beladan çok şükür.

    i.neydi o sırlar?

    s.sanane?söylenmez.harun hocaya ayıp olur.merak eden arar öğrenir..

    i.anlaşılı serkan kardeşşşşşş

    s.bak gibicem ama,yapmayın şöyle lütfen.

    i.tabiiiiiii kardeşşş.

    s.bak aynı o yavşak gibisin sende. kızlarda gelsin diyo ya (gülüyor)

    i.(gülmüyor)peki serkan kardeş. röportaj yeter bu kadar. var mı inciye bi mesajın.

    (telefonu çalar bu arada)

    s.alo?şakirt abi.abi röportaj veriyorum.abi.gelemem.valla ya işim var..evet..ya bu röportajdan sonra bi de şey var abi..fotoğraf çekimleri var..evet abi..hıhı..ya..bayram abi de gelecek mi?

    (biz yavaş yavaş kaçıyoruz)

    diğer röportajlar ;

    (bkz: kel adamla inci sözlük adına röportaj yaptım)
    (bkz: adolfu buldum ve bizler adına röportaj yaptım)
    (bkz: sabriyle inci sözlük adına röportaj yaptım)
    (bkz: ozan güvenle yapmaya çalıştığım röportaj)
    (bkz: fatih sultanla sizler için röportaj yaptım)
    (bkz: hababam ahmetle inci adına röportaj yaptım)
    (bkz: şahin k ile inci adına röportaj yaptım)
    ···
   tümünü göster