ibretlik hayat hikayem toplanın

öncelikle şunu belirtmek istiyorum bu yazacaklarımda ki tek amaç kendimi bir nebze olsun rahatlatmaktır.yaşadıklarımı sizlere anlatma nedenim kadının,kızın ve kardeşim dediğiniz insanların ne kadar alçak ve şerefsiz olduklarını anlatarak benim yaptığım hataları yapmamanızdır.eğer dinlerseniz anlatıcam.entryi aramak istemeyen panpalar için link:

http://ccc.incisozluk.cc/...got-arasindaki-bosluk/%20

hikayenin sonunda isteyenler için caps atarım.

gelen babasıydı. birden korktum ve sinirli görünüyordu. üstünde çizgili bi boxer vardı. gibtim senı liseli dedi ve meğer mervede travestiymiş o an babası benı ve onu sıktı. Hergun deliler gibi gibişiyoruz artık

gönlüm rahat bi şekilde dershaneden çıkıp eşyalarımı alıp otobüsüme bindim. geri kalan kısmı özet geçiyorum:artık şehir değil ülke bana pislenmiş ve kirli geliyodu derslere biraz ağırlık verip avusturya viyana üniversitesini kazandım. tekrar ankaraya gittim ama hiç birisinden haber alamadım almakta istemedim. aradan 6 yıl geçmesine rağmen hala içimde bi üzüntü ve bi sinir var ve ölene kadarda geçicek gibi görünmüyo.

anlattığım olaylardan çıkarmanızı istediğim ders:bu dünyada kendiniz için varsınız ne karılar ne kızlar insanı mutlu etmeye yarıyo hepsi gelip geçici bi heves.ben size karılardan kızlardan uzak durun demiyorum tabi ki ama asla aşık olmayın amacını sadece gibmek olsun ya siz karşınızdakini gibersiniz yada elinde sonunda o sizi giber bunu asla unutmayın. karılardan gelen mutluluk zaten gelip geçicidir panpalar gerçek mutluluk sadece kendinizsiniz. başkalarından gelen mutluluk hep gelip geçici bi mutluluktur bunu asla unutmayın.ve son bişey kimseye güvenmeyin çünkü insanlar öyle değersizdir ki sizi hiç beklemediğiniz bi anda arkanızdan bıçaklar.

okuyan herkese teşekkür ederim varsa sorularınızı alıyım

yan tarafımda oturan kızı görmem çok uzun sürmedi. yana döndüğümde bana doğru bakmakta olan güzeller güzeli bir kız gördüm. kalp atışlarım tam eski ritmine kavuşmuştu ki onun bana baktığını görünce tekrar şahlandı.bu arada sınıf dolmaya başlamıştı bile. sınıfta hayatımda hiç görmediğim kadar güzel kız vardı ama hiç birisi bana bakmaz bunu da biliyordum. herkesin elinde o zaman son çıkan modellerden telefonları vardı herkes çıkarmış bir şeylerle uğraşıyor bende o zamanlar telefon yoktu maddi durumumuz olmadığı için alamamıştık. sınıf o gün kaynaşmaya başladı ancak ben kendimi biraz dışlanmış hissediyordum.

okuyanlar teşekkür ederim panpalarım zaten tek siz varsınız bu amk hayatında.

:sevgilin var mı ?

-hayır

:kaç kişiyle çıktın doğru söyle ?

o zamana kadar hiç bi kızla ilişkim olmamıştı daha doğrusu kızlarla aram pek iyi değildi ama kızın gözünde kötü bi duruma düşerim diye korktuğum için -2 diyerek salladım.

-peki ya sen ?

:sevgili olayını zaten biliyosun. bende 5 kişiyle çıktım ama gerçek aşkı hiç bulamadım diye cevap verdi.

bi parka oturduk biraları açtık yanına çerez koydum ve içmeye başladık. içimden amk kıza bak benimle oturmuş içiyo diye geçiriyodum.

-alkol sever misin ? diye bi soru sordum

:aslında nefret ederim ama doğru kişilerle içilince keyif veriyo dediğinde sanki depremde göçük altında kalmış 24 saatin ardından akut birimleri tarafından göçük altından çıkarılmış gibi hissettim.

panpalar kahvaltı yapıp geliyorum.

anlatıcaklarım 6 yıl önce yaşanan olaylardır. şuan 24 yaşında avusturya da okuyan biriyim.

lise 3 ün ilk başlarıydı aile baskısıyla dershaneye gönderildim. dershane ankaranın en pahalı dershanelerinden bir tanesiydi.ben maddi durumumuzun el vermeyeceğini düşünerek karşı çıkmaya çalıştım ancak pek etkili olamadım. dershane müdürü dershanenin haftaya başladığını söyleyerek korkmama neden olmuştu. sonuçta ilk defa dershaneye gidicektim. dershaneye gelenlerin hepsi çok zengin olduğunu bildiğim için kıyıda köşede biriktirdiğim paralarla gidip ayakkabı aldım.ve dershanenin ilk günü geldi. dershaneye giren kızları gördükçe heyecanlanıyordum ancak bunlar bana bakmaz diyerek kendi kendime moral bozuyordum. sınıfa girerken kalbim durucak gibi olduğunu hatırlıyorum. içeri girdim en arkadaki sıraya oturdum yan tarafımda oturan kızı görmemiştim tabiki.

giblemeniz önemli değil ben sadece kendimi rahatlatmak için anlatıyorum. belki okuyup benim yaptığım hataları yapmazsınız.

merve ananı bacını karını kızını sülaleni gelmişini geçmişini geleceğini (dikkat edin o kadar sinirlendim ki aradaki virgülleri koymadım) halanı teyzeni yengeni giydiğin ayakkabıdan taktığın küpeyi dıbına soktuğun duş başlığını babanın sana verdiği aylık harçlığını tuttuğun takımı yediğin lokumu kanırta kanırta gibeyim.

Amina koduğumun kevaşesiiiiii ( sinirlendim)

@465 panpa dediğim gibi onları dövsem ne değişicekti ki yine aynı taku yapıcaklardı insanlara zorla bişey yaptırtamazsın ben rezil ederek en iyisini yaptığımı düşünüyorum

-durun daha bitmedi mervenin babası onun kadar şerefsiz olmadığı için ona bunları anlattım bana hak verdi hatta oturup bi meyhanede dertleştik.ama merve hanım beni arayıp aynen şunları söyledi:

:seni sevmiyorum hep efeyi seviyodum efeyle bi çok kez birlikte oldum bakire değilim senden nefret ediyorum vs.

gördüğünüz gibi aylardır oynanan bi oyunun parçasıymışım. insanların bu kadar şerefsiz ve adi olabileceği hiç aklıma gelmemişti ama oluyomuş işte derken gözümden bi kaç damla yaş süzülmüştü bile.bu arada efe kadar yakın olmasa da furkan diye bi arkadaşım vardı efeyi tutup aynen şunları söyledi:

:bi insan anca bu kadar pislik olabilirmiş nefret ettim ikinizden de sakın bi daha yüzüme gelip bişey söylemeyin. sonra merveye dönüp:ve sen o çocuk seni gerçekten sevmişti sen onu pis oyunlarınla kullanıp attın sizlere insan bile denmez aslında. sonra bana dönüp:sen en doğru olanını yaptın kardeşim bu günlerde şeref zor bulunan bişey ben sana ne hakkım varsa helal ettim.

okuyan varsa teşekkür ederim. yaptığım hataları siz yapmayın benim gibi salak olmayın diye anlatıyorum.

geldim panpalar başlıyorum.

o dediği karşısında ne diyeceğimi bilemedim hatta biraz utanmıştım.
-kimmiş o doğru kişiler diyerek üstüne gitmeye çalıştım.

:bilmem ki sen olabilir misin ? diyerek gülümsedi.

içimden vay amk işte bu lan diyodum. içimden seni seviyorum amk diye bağırmak geçse de kendime hakim oldum. karşılıklı gülümsemelerin ardından ilk biraları bitirmiştik ki mervenin kafasının hafif güzel olduğunu anlamam çok uzun sürmedi. ikinci biraları açıp içmeye başlarken ,

:hep böyle içer misin ? dedi

-aslında çoğu zaman 1 bira içerim bu aralar biraz daha arttı diyerek pas verdim.

:o zaman bana söz ver bu içkiyi bırakıcaksın ben alkolik adam sevmem dedi.

acaba ne demek istemişti diye düşünürken kafasını omzuma koydu.lan dedim kesin olucak bu iş.

neyse kimse okumadığı için son partı girip çıkıyorum.

mervenin bakire olduğunu öğrenmek içime su serpmişti ama çocuğun kim olduğunu öğrenememiştim. merveyi eve bırakıp xxx i aradım:

-kardeş merhaba son bişey sormam lazım

:buyur

-merveyi takip eden arkadaşın evin nerde olduğunu öğrenmiş mi ?

:öğrenmişti ama ben hatırlamıyorum

-arkadaşını bi arayıp sorsana çok önemli benim için

:tamam biraz bekle diyip telefonu kapattı.

bu bilgi benim için çok önemliydi. öğreniceğim bi semt ismiyle çok şey değişebilirdi en azından efenin olup olmadığını anlayabilirdim. aradan 10 dakika geçti telefon çaldı:

:kardeş arkdaş evi hatırlamıyo ama yenimahalledeymiş.

şansa bakın efede yenimahallede oturuyodu. şimdi ben ne yapmalıydım kime inanmalıydım bütün oklar efeyi gösteriyodu zaten başka biri yoktu. artık tek şansım vardı merveyi takip edicektim. mervenin işi olduğu bi zamanı seçmek istedim o gün gelmişti merve dershaneden sonra işim var dedi ve gitti bende farkettirmeden peşinden gittim. metroya bindi onu görebildiğim bi yan vagona bindim. metro yenimahalleye geldiğinde lütfen inme diyodum lütfen.

ama merve durakta inip yürümeye başladı.

akşama doğru gelirim panpalar okuyan kimsenin olmaması üzücü.

mesajı atan efeydi.

:kardeşim moralim çok bozuk acil bana gel.

kalbim gibtir et mervenin yanına git dese de ayaklarım efeye git sana ihtiyacı var diyodu. merveye gelemicem diye mesaj atıp efelerin evinin yolunu tuttum. daha önce bi kaç kere gittiğim için evin yolunu biliyodum.eve girdim kimse yoktu içeri geçtim bira ve rakı vardı meze falan koymuştu. aslında rakı sevmem ama mecburiyetten oturup içtim. içerken anlat bakalım noldu diye söze başladım. annesiyle babası ayrılmanın eşiğine gelmişler. sevdiğim kızla aram kötü napıcam amk ben diyip duruyodu. benimde ailem ayrı olduğu için biraz sakinleştirdim ama kızla ilgili bi tek açıklama yapmamıştı işte kıllandığım taraf buydu.

bu lafı duyunca ne yapıcağımı bilemedim gözlerim görüyo ancak beynime gerekli veriyi gönderemiyodu. düşünmem lazım diyerek efenin yanından ayrıldım. sınıfta mervenin bakışlarının üstümde olduğunu hissediyodum ama bu eski sevgili olayı açığa çıkana kadar çok yakınlaşmamaya karar verdim. içimden geçirdiğim binlerce ihtimalin arasında beni sevme nedeni paradır belki dedim çünkü daha maddi durumumu bilmiyodu. gerçi giysilerden falan zengin biri olmadığım belli oluyodu ama o an onu düşünememiştim.o zaman nedendi neden sınıfta bakıp duruyodu neden bi yere gidelim diye teklif etti akşam içtiğim biraların sayısı 1-2 iken 4-5 olmuştu içip içip sızıyodum. akşam kafam birazda iyiyken mesaj geldi.

-bugün neyin vardı canım ?

giblenmeyerek devam ediyorum.

yürürken bi yandan da düşünüyodum bu yaptıkları sevginin göstergesi değilde neydi ? buluşucağımız yere 10 dakika önce gidip beklemeye başladım.5 dakika sonra karşıdan adeta bi afet geliyodu öylece bakakaldım. üstüne bi tişört altına eşofman giymişti ama dikkat ettiğimde hafif makyaj yapmış olduğunu gördüğümde ne diyeceğimi bilemedim. aptal aptal baktığımı görmüş olucak ki gülerek :noldu ? dedi. biraz titrek bi sesle makyaj mı yaptın dedim. canım yapmak istedi bende biraz yaptım diyerek yanıtladı.az bi makyaj yapmıştı ama gayet güzel olmuştu. benim yürüyemicek olduğumu anladı galiba:

:nerde içiyoruz ?

-'ben buraları bilmem' diyerek patron oymuş gibi davrandım. aslında çocukluğum burda geçtiği için bilmediğim yer yoktu.

:şu parka oturalım o zaman ?

-'olur' içimden vay amk kendi evine yakın yeri seçti boşluk 15 dk yürücek diye geçirsem de oturup onunla içeceğim için o yol hiç bişeydi.

tam tekelden bayiiden içeri giricekti dur senin yaşın küçük diyerek dışarda beklemesini söyledim.5 bira alıp içeceğimiz yere doğru yürümeye başladık. yürürken sürekli sorular sorup duruyodu.o sorulardan birisine yanıt vermek bi hayli zordu.

-onlar benim resmen hayatımı kararttı ben ikisine de çok değer verirken arkamdan iş çevirdiler bunu kaldırabilicek bi adam değilim.bu arada çok sinirli olduğum için merveye vurdum özür dilerim.

:dua etsin benim gibi birisi değilsin ben olsam öldürürdüm.

-evde mi şimdi derken telefonum çaldı arayan merveydi.

-merve arıyo açıyorum

:yanında olduğumu söyleme

telefonu açtım:

:boşluk bak istediğin kadar döv istediğin kadar söv artık bişey değişmez babama da söylemişsin hayatımı kararttın teşekkür ederim. madem öyle bende sana bişeyler söylemek istiyorum.

işte bunu diyince ne yapıcağımı bilemedim o kadar konuşmamıza rağmen hala söylemediği şeyler vardı deliricektim amk.

-ne anlatıcaksın çok merak ettim kaç kere ona gittiğini mi hatta belki yatmışsınızdır beklerim senin gibilerinden (bunu kısık sesle söyledim babası duyarsa gibebilir diye)

:tamam anlatıyorum iyi dinle.

-herkes dinlesin görsün insanların ne kadar adi olabileceğini

o arada efe kalkıp anlatma gibisinden üstüme doğru yürüdü ben hocaya dönüp:

-hocam ya siz alın arkadaşı yada burda kan çıkar

hoca efenin önüne geçip anlatmamı söyledi.

-burdaki herkes merveyle beraberliğimizi biliyodur ve en yakın arkadaşımında şurda gördüğünüz adam olduğunu biliyodur işte bu adamlar derken merve ağlamaya başladı onun ağladığını görünce daha bi mutlu oldum.

etraftan :evet biliyoruz

-işte bu ikisi arkamdan iş çevirmişler bunun ayrıntısını anlatıp gidicem.ben efeye bütün sırlarımı dertlerimi herşeyimi anlattım ama o boş bulduğu anda arkadan bıçağı soktu. aralarında bişey olduğunu tahmin ettiğim için xxx günü merveyi takip ettim elimle işaret edip şurda gördüğünüz adamın evine girdi biraz bekleyip bende arkalarından girdim ve tahmin edin ne gördüm. merve efenin üstünde yarı çıplak öpüşüyolardı.

milletin oha seslerini duyabiliyodum.

biraları alıp oturdum ve sohbete başladık.

-oğlum gel şu dershaneye mal mısın amk

:kanka yarın gelicem ya bugün çok halsizdim

-iyi bari.

bilerek kız konusunu açtım belki yemi yer diye.

-naptın senin kızı ?

:bugün konuştuk biraz bakalım kanka ya.

biraz oturduktan sonra kalkıp eve geçtim. artık merveye onu sevdiğimi belli etmem şarttı. zaten bunu biliyodu ama tamamen anlamasını istiyodum.bi mesaj atarak:

-yarın sizin oraya gelicem akşam çıkalım mı dışarıya ?

:olur ama bu sefer içmek yok.

-peki.

ertesi günü iple çekmeye başladım onu sevdiğimi söylemem gerekiyodu.

neden diye sordum. geçen gün çocuğun telefonuna bakarken bi kızdan gelen mesajı gördüm dedi. içimden işte bu diyodum çocuk merveyi aldatıyodu ve ben bunu kullanarak mervenin kalbine giden anahtarı çocuktan alıcaktım. daha fazla üzülmesini sağlayarak çocuktan soğumasını sağlamak için ne yazıyodu dedim. bugün kaçta buluşuyoruz hayatım yazdığını söyledi. anladığım kadarıyla çocuk mervenin dışında bi kızla daha işi pişiriyodu bunu kullanmam gerekiyodu. sanki mervenin yanındaymış ve bi arkadaşıymış gibi üzülme daha iyilerini bulursun belki diyerek ortaya yem attım. merve yemi yemiş olucak ki gülümsemeye başladı. kendi kendime bu kız senin oğlum diyodum. mervelerin evine gelmeden durduruldum bu kadar yeter birisi görebilir dedi. bende kızın ailesinin kulağına gider diyerek tamam dedim. yanağımdan öperek uzaklaştı.ilk defa bu kadar güzel bi öpücük almıştım. insan o öpücüğe öyle anlamlar katardı ki tabi ki bende öyle yaptım. ancak yanıldığımı anlamam çok uzun sürmedi.

sabah kalktığım anda devam edicem arkadaşlar sağolun okuduğunuz için.

onun böyle demesi kafamdaki bütün kötü düşünceleri sildi. artık merveye doya doya seni seviyorum diyebiliyodum. önümüzdeki hafta mervenin doğum günü vardı ve bende 5 kuruş para yoktu. babasından bi mekanda kutlamak için izin alıp çoğu kişiyle birlikte beni de davet etti.ama hediye alıcak param bile yoktu. mecburen en yakın arkadaşım efeden borç para istedim. napıcaksın oğlum bak kötü bişey içinse vermiyim falan diyodu biraz zorla da olsa biraz para aldım.o zamanlarda üstünde I love you yazan ayıcıklar çok modaydı herkeste yoktu ve kızlar bayılıyodu. aklıma ilk o geldi ve gidip ucuzundan bi tane ayı aldım.ben heyecanla doğum gününü beklerken acaba hediyeyi beğenir mi diye kendimi yiyip bitiriyodum.ve doğum günü gelip çattı.